| 1 | Accurate | Doğru | The data must be accurate to ensure the results are reliable. | Sonuçların güvenilir olmasını sağlamak için verilerin doğru olması gerekir. |
| 2 | Adaptable | Uyarlanabilir | The employee needs to be adaptable to changing situations. | Çalışan, değişen durumlara uyarlanabilir olmalıdır. |
| 3 | Advanced | İleri düzey | She has an advanced understanding of mathematics. | Matematik konusunda ileri düzey bir anlayışı var. |
| 4 | Appropriate | Uygun | The study follows the appropriate methodology. | Çalışma uygun bir metodolojiyi izliyor. |
| 5 | Beneficial | Faydalı | Regular exercise is beneficial for your health. | Düzenli egzersiz sağlığınız için faydalıdır. |
| 6 | Complex | Karmaşık | The issue is more complex than it appears. | Konu göründüğünden daha karmaşıktır. |
| 7 | Consistent | Tutarlı | His performance has been consistent throughout the project. | Performansı proje boyunca tutarlı oldu. |
| 8 | Contemporary | Çağdaş | The article examines contemporary issues in politics. | Makale, siyasetteki çağdaş sorunları inceliyor. |
| 9 | Critical | Kritik | The critical analysis showed the weaknesses in the theory. | Kritik analiz, teorinin zayıflıklarını gösterdi. |
| 10 | Crucial | Çok önemli | It is crucial to follow safety guidelines. | Güvenlik yönergelerine uymak çok önemlidir. |
| 11 | Distinct | Belirgin | There is a distinct difference between the two approaches. | İki yaklaşım arasında belirgin bir fark vardır. |
| 12 | Diverse | Çeşitli | The research includes diverse perspectives. | Araştırma, çeşitli bakış açılarını içermektedir. |
| 13 | Efficient | Verimli | The new system is more efficient than the previous one. | Yeni sistem, önceki sistemden daha verimlidir. |
| 14 | Essential | Temel | Time management is an essential skill in the workplace. | Zaman yönetimi, işyerinde temel bir beceridir. |
| 15 | Extensive | Geniş | He has extensive knowledge of the subject. | Konu hakkında geniş bir bilgisi var. |
| 16 | Flexible | Esnek | The program offers flexible hours for students. | Program, öğrenciler için esnek saatler sunmaktadır. |
| 17 | Fundamental | Temel | The fundamental principles of science remain unchanged. | Bilimin temel prensipleri değişmeden kalır. |
| 18 | Global | Küresel | Climate change is a global issue. | İklim değişikliği küresel bir sorundur. |
| 19 | Independent | Bağımsız | The student worked independently on the project. | Öğrenci projede bağımsız olarak çalıştı. |
| 20 | Innovative | Yenilikçi | The company is known for its innovative solutions. | Şirket, yenilikçi çözümleriyle tanınmaktadır. |
| 21 | Integrated | Entegre | The integrated approach combines multiple disciplines. | Entegre yaklaşım, birden fazla disiplini birleştirir. |
| 22 | Logical | Mantıklı | The logical sequence of the argument makes it convincing. | Argümanın mantıklı sıralaması, onu ikna edici kılmaktadır. |
| 23 | Measurable | Ölçülebilir | The project’s success is measurable through specific indicators. | Projenin başarısı, belirli göstergelerle ölçülebilir. |
| 24 | Methodical | Yöntemli | He approached the problem in a methodical way. | Problemi sistemli bir şekilde ele aldı. |
| 25 | Objective | Tarafsız | The report provides an objective analysis of the situation. | Rapor, durumun tarafsız bir analizini sunmaktadır. |
| 26 | Optimistic | İyimser | She remains optimistic about the outcome of the research. | Araştırmanın sonucuyla ilgili iyimser kalmaktadır. |
| 27 | Organized | Düzenli | The organized presentation of ideas made the argument clearer. | Fikirlerin düzenli sunumu, argümanı daha anlaşılır hale getirdi. |
| 28 | Practical | Pratik | This approach offers a practical solution to the problem. | Bu yaklaşım, soruna pratik bir çözüm sunmaktadır. |
| 29 | Precise | Kesin | The report requires precise measurements for accuracy. | Rapor, doğruluk için kesin ölçümler gerektirir. |
| 30 | Profound | Derin | The study provided profound insights into the subject. | Çalışma, konuya derinlemesine bilgiler sağladı. |
| 31 | Relevant | İlgili | The article is highly relevant to current trends in technology. | Makale, teknolojideki mevcut trendlere oldukça ilgilidir. |
| 32 | Rigorous | Sıkı | The rigorous testing process ensures the quality of the product. | Sıkı test süreci, ürünün kalitesini garanti altına alır. |
| 33 | Significant | Önemli | There was a significant improvement in the quality of education. | Eğitim kalitesinde önemli bir iyileşme oldu. |
| 34 | Sophisticated | Sofistike | She has a sophisticated understanding of modern art. | Modern sanat hakkında sofistike bir anlayışı var. |
| 35 | Stable | Kararlı | The system has remained stable for years. | Sistem yıllardır kararlı kaldı. |
| 36 | Substantial | Önemli | There was a substantial increase in the number of applicants. | Başvuran sayısında önemli bir artış oldu. |
| 37 | Sustainable | Sürdürülebilir | Sustainable practices are essential for long-term success. | Sürdürülebilir uygulamalar, uzun vadeli başarı için gereklidir. |
| 38 | Technological | Teknolojik | Technological advancements have changed the way we communicate. | Teknolojik ilerlemeler, iletişim şeklimizi değiştirdi. |
| 39 | Traditional | Geleneksel | Traditional methods of education are still widely used. | Geleneksel eğitim yöntemleri hala yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. |
| 40 | Unique | Eşsiz | The design of the building is unique and innovative. | Binanın tasarımı eşsiz ve yenilikçidir. |
| 41 | Valid | Geçerli | The research methodology is valid for this type of experiment. | Araştırma metodolojisi bu tür bir deney için geçerlidir. |
| 42 | Various | Çeşitli | Various factors influence the decision-making process. | Karar verme sürecini etkileyen çeşitli faktörler vardır. |
| 43 | Visible | Görünür | The improvements are visible in the results. | İyileşmeler sonuçlarda görünür. |
| 44 | Vulnerable | Savunmasız | The ecosystem is particularly vulnerable to climate change. | Ekosistem, iklim değişikliğine özellikle savunmasızdır. |
| 45 | Accurate | Doğru | The accurate recording of data is crucial in scientific research. | Verilerin doğru bir şekilde kaydedilmesi bilimsel araştırmalarda çok önemlidir. |
| 46 | Comprehensive | Kapsamlı | The study provided a comprehensive analysis of the topic. | Çalışma, konu hakkında kapsamlı bir analiz sundu. |
| 47 | Constructive | Yapıcı | He gave constructive feedback on the proposal. | Teklif üzerine yapıcı geri bildirimde bulundu. |
| 48 | Creative | Yaratıcı | The artist presented a creative solution to the problem. | Sanatçı, probleme yaratıcı bir çözüm sundu. |
| 49 | Effective | Etkili | The new advertising campaign has been highly effective. | Yeni reklam kampanyası oldukça etkili oldu. |
| 50 | Flexible | Esnek | The curriculum is flexible to meet students’ needs. | Müfredat, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde esnektir. |
0 Comments