
Akademik İngilizce Zarflar
Akademik İngilizce sınavlarına (E-TEP, TOEFL, IELTS) hazırlanan öğrenciler için en çok kullanılan akademik zarf bu sayfada sizler için listelendi. Her bir zarfın Türkçe anlamı ve örnek cümle çevirisi ile birlikte verilmesi, kelimelerin bağlam içinde öğrenilmesini kolaylaştırır.
Bu liste, akademik yazma (academic writing), okuma (reading comprehension), dinleme (listening) ve konuşma (speaking) bölümlerinde daha etkili olmanıza yardımcı olur.
Zarflar, bir fiili, sıfatı ya da başka bir zarfı nitelendirerek cümlenin anlamını derinleştirir. Akademik metinlerde sıkça karşılaşılan zarfları öğrenmek, akademik kelime bilginizi geliştirmek ve sınav başarınızı artırmak için büyük bir avantaj sağlar.
📘 Akademik Adverbs Listesi
No | Adverb | Türkçesi | Örnek Cümle | Türkçe Çevirisi |
---|---|---|---|---|
1 | Clearly | Açıkça | The results clearly show a positive trend. | Sonuçlar açıkça olumlu bir eğilimi göstermektedir. |
2 | Eventually | Eninde sonunda | She eventually finished her thesis. | Eninde sonunda tezini tamamladı. |
3 | Frequently | Sıklıkla | This issue frequently appears in discussions. | Bu sorun tartışmalarda sık sık ortaya çıkar. |
4 | Gradually | Yavaş yavaş | The company gradually expanded its operations. | Şirket operasyonlarını yavaş yavaş genişletti. |
5 | Particularly | Özellikle | This topic is particularly relevant today. | Bu konu bugün özellikle önemlidir. |
6 | Significantly | Önemli ölçüde | The data significantly supports the hypothesis. | Veriler hipotezi önemli ölçüde destekliyor. |
7 | Widely | Yaygın şekilde | This book is widely used in universities. | Bu kitap üniversitelerde yaygın olarak kullanılır. |
8 | Strongly | Güçlü bir şekilde | Experts strongly disagree on the matter. | Uzmanlar bu konuda şiddetle aynı fikirde değiller. |
9 | Relatively | Nispeten | The method is relatively simple. | Yöntem nispeten basittir. |
10 | Rapidly | Hızla | Technology is changing rapidly. | Teknoloji hızla değişiyor. |
11 | Almost | Neredeyse | He almost completed the project. | Projeyi neredeyse tamamladı. |
12 | Previously | Önceden | The site was previously used for research. | Alan daha önce araştırma için kullanılmıştı. |
13 | Consequently | Sonuç olarak | Consequently, new laws were introduced. | Sonuç olarak yeni yasalar çıkarıldı. |
14 | Essentially | Esasen | The two models are essentially the same. | İki model esasen aynıdır. |
15 | Generally | Genellikle | The theory is generally accepted. | Teori genellikle kabul görür. |
16 | Increasingly | Giderek artarak | The problem is becoming increasingly complex. | Sorun giderek karmaşık hale geliyor. |
17 | Primarily | Esasen, başlıca | The research is primarily focused on climate change. | Araştırma esasen iklim değişikliğine odaklanmıştır. |
18 | Merely | Yalnızca, sadece | It is merely a suggestion. | Bu sadece bir öneridir. |
19 | Approximately | Yaklaşık olarak | Approximately 300 people attended. | Yaklaşık 300 kişi katıldı. |
20 | Typically | Tipik olarak | She typically studies late at night. | Genellikle geç saatlerde ders çalışır. |
21 | Adequately | Yeterince | The system adequately protects user data. | Sistem kullanıcı verilerini yeterince korur. |
22 | Reluctantly | Gönülsüzce | He reluctantly agreed to the terms. | Şartları gönülsüzce kabul etti. |
23 | Inevitably | Kaçınılmaz olarak | Mistakes will inevitably happen. | Hatalar kaçınılmaz olarak olur. |
24 | Notably | Özellikle | Several countries, notably Germany, opposed the plan. | Özellikle Almanya olmak üzere birçok ülke plana karşı çıktı. |
25 | Explicitly | Açık bir şekilde | The contract explicitly states the conditions. | Sözleşme şartları açık bir şekilde belirtmektedir. |
26 | Substantially | Önemli ölçüde | Prices have risen substantially. | Fiyatlar önemli ölçüde arttı. |
27 | Ultimately | Nihayetinde | Ultimately, the decision lies with the board. | Nihayetinde karar kurula aittir. |
28 | Temporarily | Geçici olarak | The museum is temporarily closed. | Müze geçici olarak kapalıdır. |
29 | Exclusively | Sadece | The offer is exclusively for members. | Teklif yalnızca üyeler içindir. |
30 | Efficiently | Verimli bir şekilde | The team worked efficiently. | Ekip verimli bir şekilde çalıştı. |
31 | Precisely | Tam olarak | She answered the question precisely. | Soruyu tam olarak yanıtladı. |
32 | Historically | Tarihsel olarak | Historically, this city was a trade center. | Tarihsel olarak bu şehir bir ticaret merkezidir. |
33 | Logically | Mantıksal olarak | The argument was logically flawed. | Tartışma mantıksal olarak hatalıydı. |
34 | Surprisingly | Şaşırtıcı bir şekilde | Surprisingly, he declined the offer. | Şaşırtıcı bir şekilde teklifi reddetti. |
35 | Roughly | Yaklaşık olarak | Roughly 70% of the population agreed. | Nüfusun yaklaşık %70’i aynı fikirdeydi. |
36 | Heavily | Yoğun bir şekilde | The region was heavily affected by the storm. | Bölge fırtınadan yoğun bir şekilde etkilendi. |
37 | Deliberately | Kasten | The error was made deliberately. | Hata kasıtlı olarak yapıldı. |
38 | Densely | Yoğun bir şekilde | The city is densely populated. | Şehir yoğun nüfusludur. |
39 | Briefly | Kısaca | He briefly summarized the report. | Raporu kısaca özetledi. |
40 | Sufficiently | Yeterince | The machine wasn’t sufficiently tested. | Makine yeterince test edilmedi. |
41 | Randomly | Rastgele | The participants were randomly selected. | Katılımcılar rastgele seçildi. |
42 | Thoroughly | Tamamen, ayrıntılı | The case was thoroughly investigated. | Olay tamamen araştırıldı. |
43 | Simultaneously | Aynı anda | The two experiments were conducted simultaneously. | İki deney aynı anda yürütüldü. |
44 | Independently | Bağımsız olarak | The study was conducted independently. | Araştırma bağımsız olarak yapıldı. |
45 | Ideally | İdeal olarak | Ideally, the conditions should be controlled. | İdeal olarak koşullar kontrol altında olmalıdır. |
46 | Clearly | Net bir şekilde | It was clearly a mistake. | Bu açıkça bir hataydı. |
47 | Automatically | Otomatik olarak | The program runs automatically. | Program otomatik olarak çalışır. |
48 | Simultaneously | Eş zamanlı olarak | They responded simultaneously. | Eş zamanlı yanıt verdiler. |
49 | Barely | Zar zor, neredeyse hiç | He barely passed the exam. | Sınavı zar zor geçti. |
50 | Cautiously | Dikkatli bir şekilde | She answered cautiously. | Dikkatli bir şekilde yanıtladı. |
51 | Firmly | Kararlı bir şekilde | He firmly rejected the offer. | Teklifi kararlı bir şekilde reddetti. |
52 | Carefully | Dikkatlice | Please read the instructions carefully. | Lütfen talimatları dikkatlice okuyun. |
53 | Genuinely | Gerçekten | She genuinely cares about her students. | Öğrencileriyle gerçekten ilgileniyor. |
54 | Fairly | Oldukça | The results were fairly accurate. | Sonuçlar oldukça doğruydu. |
55 | Globally | Küresel olarak | The issue is discussed globally. | Bu konu küresel olarak tartışılmaktadır. |
56 | Locally | Yerel olarak | The project was managed locally. | Proje yerel olarak yönetildi. |
57 | Legally | Yasal olarak | He acted legally. | Yasal olarak hareket etti. |
58 | Virtually | Neredeyse | The task is virtually impossible. | Görev neredeyse imkansız. |
59 | Critically | Kritik bir şekilde | The data was critically reviewed. | Veriler kritik şekilde gözden geçirildi. |
60 | Structurally | Yapısal olarak | The building is structurally sound. | Bina yapısal olarak sağlamdır. |
0 Comments